Avcılar Yabancı Escort
PLATİN ÜYELER
VIP ÜYELER
GOLD ÜYELER
Avcılar Yabancı Escort
Avcılar’ın sahil şeridinde, mart ayının serin rüzgârı denizin dalgalarını usulca kıyıya vuruyordu. Saat gece yarısını geçmiş, sokak lambalarının ışığı, ıslak kaldırımlarda parlak yansımalar bırakmıştı.
Avcılar Yabancı Escort Esra, 27 yaşında, uzun siyah saçları ve derin kahverengi gözleriyle dikkat çeken bir kadındı. Avcılar’da küçük bir dairede yaşıyor, gündüzleri bir kafede garsonluk yaparak geçimini sağlıyordu. Ama geceleri, onun için bambaşka bir dünya başlıyordu.
Avcılar Escort Esra, arzularını bastırmayan, hayatın ona sunduğu her anı yaşamayı seçen biriydi.
O akşam, kafeden çıktıktan sonra eve dönmek yerine sahildeki bir bara gitmeye karar verdi. Üzerinde dar bir kot pantolon ve siyah bir bluz vardı; sade ama çekici. Bara vardığında, içerideki loş ışık ve hafif müzik onu karşıladı. Bir köşede oturup bir kadeh şarap söyledi. Gözleri, etraftaki insanları tararken, kapıdan giren bir adam dikkatini çekti. Uzun boylu, geniş omuzlu, üzerinde deri bir ceket olan bu adam, bara doğru yürüdü ve
Escort Avcılar Esra’nın birkaç sandalye ötesine oturdu.
Adamın adı Kaan’dı. 30’lu yaşlarında, Avcılar’da bir motosiklet tamircisi olarak çalışan, sert mizaçlı ama gizemli bir çekiciliği olan biriydi. Esra, onun bakışlarını fark ettiğinde hafifçe gülümsedi. Kaan da bu gülümsemeyi karşılıksız bırakmadı. Birkaç dakika sonra, Kaan elinde bir birayla Esra’nın yanına geldi. “Bu saatte burada tek başına oturmak cesaret ister,” dedi, sesinde alaycı bir tınıyla. Esra, gözlerini ona dikip, “Cesaretim var, ama yalnız kalmayı sevdiğimden değil,” diye cevap verdi. Bu söz, aralarında bir kıvılcım yaktı.
Sohbet ilerledikçe, Esra ve Kaan arasında bir çekim oluştuğu belliydi. Kaan, motosikletinden ve Avcılar’ın sokaklarından bahsederken, Esra onun ellerine bakıyordu. Güçlü, nasırlı, ama bir o kadar da çekici ellerdi. Şarap ve bira bittikten sonra, Kaan, “Biraz hava alsak mı?” diye sordu. Esra, tereddüt etmeden kabul etti. Bara veda edip sahile doğru yürüdüler.
Denizin kokusu havaya karışırken, Esra’nın kalbi hızlanmaya başladı. Kaan, ona yaklaştı ve “Soğuk mu?” diye sordu. Esra, gülerek, “Biraz,” dedi. Kaan, deri ceketini çıkarıp Esra’nın omuzlarına koydu. Bu hareket, Esra’nın içini ısıttı. Birkaç adım sonra, sahildeki banklardan birine oturdular. Kaan’ın eli, usulca Esra’nın omzuna kaydı. Esra, başını hafifçe ona çevirdi ve göz göze geldiler. O an, kelimelere gerek kalmamıştı.
Kaan, Esra’nın yüzüne doğru eğildi ve dudakları onun dudaklarına değdi. Öpücük önce yumuşak, sonra tutkulu bir hal aldı. Esra, kendini bu ana bırakmıştı; Kaan’ın nefesi, tenindeki sıcaklık, her şey onu içine çekiyordu. Kaan’ın elleri, Esra’nın beline kaydı, onu kendine çekti. Esra, ceketin altında titreyen bedenini hissetti; bu, soğuktan değil, arzudan kaynaklanıyordu.
“Evim buraya yakın,” dedi Kaan, fısıldayarak. Esra, gözlerindeki parıltıyla, “Hadi gidelim,” diye cevap verdi. Avcılar’ın ara sokaklarında hızlı adımlarla Kaan’ın evine vardılar. Kapı açıldığında, küçük ama sıcak bir daire onları karşıladı. Motosiklet parçaları, bir köşede dağınık duruyor, odada hafif bir deri ve yağ kokusu hissediliyordu. Ama Esra’nın dikkati, tamamen Kaan’daydı.
Kaan, Esra’yı kollarından tutup kendine çekti. Dudakları tekrar buluştu, bu kez daha aç, daha derin bir şekilde. Esra, Kaan’ın gömleğinin düğmelerini çözmeye başladı; her düğme açıldığında, onun sert göğsü ve dövmelerle kaplı kolları ortaya çıkıyordu. Kaan da Esra’nın bluzunu sıyırıp attı, tenine dokunduğunda Esra’nın nefesi kesildi. Ellerini onun sırtında gezdirirken, Esra’nın içindeki ateş büyüyordu.
Yatak odasına geçtiklerinde, zaman durmuş gibiydi. Kaan, Esra’yı yatağa yatırdı ve üzerindekileri yavaşça çıkardı. Esra’nın teni, loş ışıkta parlıyordu. Kaan, onun boynundan başlayarak öpücüklerle aşağı indi; her dokunuş, Esra’yı daha da çıldırttı. Esra, Kaan’ın saçlarını tutup kendine çekti, bedenleri birleştiğinde ikisi de kontrolü kaybetmişti. Tutku, odanın her köşesine yayılmıştı; nefesler, inlemeler, tenlerin birbirine sürtünmesi…
Saatler sonra, yorgun ama mutlu bir şekilde yatakta uzanıyorlardı. Esra, Kaan’ın göğsüne başını yaslamış, onun kalp atışlarını dinliyordu. “Böyle bir gece beklemiyordum,” dedi Kaan, gülerek. Esra, ona bakıp, “Ben de,” diye fısıldadı. Avcılar’ın gecesi, onları bir araya getirmişti; ne kadar süreceği belirsizdi, ama o an, sadece ikisine aitti.
Ertesi sabah, Esra uyanıp Kaan’ın uyuduğunu gördü. Sessizce kalktı, kıyafetlerini giydi ve bir not bırakarak evden çıktı: “Tekrar görüşürüz, belki.” Avcılar’ın sokaklarında yürürken,Esra, hayatına devam edecekti, ama Kaan’la geçirdiği o gece, zihninde hep bir iz olarak kalacaktı.